1 Ocak 2009

SEVGİLİYLE GÖRÜŞMEK LAZIM


tüm ısrarlarımıza rağmen,
2008 in gitmesi,
2009 un gelmesi,oturması,
emeklemesi, yürümesi.
birinin sakallı olması, birinin bebek bezi takması.
el kadar sabiden herkesin bi beklentisi olması.
onunda "aha bunu getirdim size... ne sandıydınız" demesi....

hikayedendir tabii.

gerçek;
tek dişi kalmış tavimimizi yenisiyle değiştiririz o kadar
ve zaman akar.
gideni tutamazsın
gelene dur demek bize yakışmaz.
zaten gelir durduramazsın.
yeni yıl bu, yeni klasör değil ki
sağ tıklayıp oluşturamazsın.
ama biz acayip kurgular yapıp,
rakamlara bile yükleriz suçumuzu, günahımızı, umudumuzu.
gönderip unuturuz, bekleyip umarız.

çok kötüsün 2008... hadi bakalım göreyim seni 2009...
......

huyumuz kurusun,
çok pis lafonten'izdir biz.

önümüze ne gelirse
canlı cansız konuştururuz.
bir ayıya tavşan olduğunu itiraf ettirene kadar varmıştır bu.
hem klasiklerimiz bile var bizim;
enflasyon canavarı, van gölü canavarı, trafik canavarı, susurluk ayranı ....

beyamcanın canı yanmış kaavede televizyona doğru artislenerek şöyle demiş;
"o enflasyon canavarını bana bi vercekleeer... bak pamuk gibi olmuyo mu? aazına jghkçjfmın canavarı"

her yıl başında aynı kurguyu -belki espri olsun diye-
yapmaktan bıkmaz usanmayız fakat,
her şakanın altında bir gerçek yattığı da
isveç bilim adamlarının bizden gizlediği önemli bir gerçektir.


bu yüzden ben birşey dilemiyorum 2009 dan
postacıya "sevgilimden aşk dolu bir mektup getir" diye yalvarmak gibi komik birşey bu.

zamanın ne getireceği belli olmaz.
postacınında...

açıp sevgiliyle görüşmek lazım.

K®HAN

ne yazarsam yazayım böyle çizemiyorum ama
bizimciyt'de yaşıyor olmama çoook seviniyorum :)